Tıp Tarihindeki Önemli Çalışmalar-1 / Rosenhan Deneyi
Merhaba, Bu yazı serimizde tıp tarihindeki klinik yaklaşımları
değiştiren yada tıp camiasında çok ses getiren ve ciddi
tartışmalara sebep olan çalışmaları ve deneyleri inceleyeceğiz. Her
ne kadar literatüre her yıl katlanarak artan sayıda çalışmalar...
9 Minuten
Podcast
Podcaster
Beschreibung
vor 4 Jahren
Merhaba, Bu yazı serimizde tıp tarihindeki klinik yaklaşımları
değiştiren yada tıp camiasında çok ses getiren ve ciddi
tartışmalara sebep olan çalışmaları ve deneyleri inceleyeceğiz. Her
ne kadar literatüre her yıl katlanarak artan sayıda çalışmalar
eklense de bunların çok küçük bir kısmı günlük pratiğimizi
değiştirecek kadar ses getiriyor. Yazı serisinin bu ayağında, bu
yazı serisini hazırlamama ilham veren Rosenhan Deneyinden
bahsedeceğim. Yazı serisinin devamında ise günlük pratiğimizi
değiştiren yazılara odaklanacağız. Rosenhan Deneyi David Rosenhan
Bu çalışma 1973 yılında Science dergisinde yayınlanmış bir yazı1
Stanfort Üniversitesinde psikoloji profosörü olarak görev yapan
David Rosenhan, psikiatrik tanıları ne kadar doğru olduğunu
gözlemlemek için ilginç bir deney kurgular. Bu deney Rosenhan
Deneyi yada Thud (Pat) Deneyi olarak da bilinir. Yazarın Notu: Bu
'çalışma' önemli bir dergide yayınlamış olsa da, metadolojik olarak
sorgulanabilirliği aşikar. Bu nedenle diğer kaynaklarda da yer
aldığı gibi bu çalışmayı yazımda 'deney' olarak adlandıracağım.
Rosenhan'ın 'Being sane in insane places' (Deli yerlerde aklı
başında olmak) başlıklı yazısında deneyin aşamalar
detaylandırılıyor. Science dergisindeki yazının ilk cümlesi deneyin
temel mantığını özetliyor(If sanity and insanity exist, how shall
we know them?)Akıl sağlığı ve delilik var ise, onları nasıl
tanıyacağız? Deney 1969 ve 1972 yılları arasında, Amerika'nın beş
eyaletinde 12 psikiyatri hastanesine kabul edilmek için psikiyatrik
hastalıkları taklit eden sağlıklı kişilerin yada 'sözde hastaların'
hastanelere yatışını içeriyordu. Deneye dahil olan 8 kişi arasında
3 psikolog, 1 öğrenci, 1 çocuk doktoru, 1 psikiyatrist, 1 ressam, 1
ev hanımı bulunuyordu. Bu sözde hastalar isimleri ve başvuruda
bahsettikleri işitsel halüsinasyon yakınmaları haricinde kendi
özgeçmişlerini ve davranış paternlerini normal olarak sürdürme
konusunda karar almış ve 'ses duyma' yakınması ile çeşitli
psikiyatri kliniklerine başvurup hastaneye yatışları yapıldıktan
hemen sonra hastalığı simüle etmeyi bırakıp normalde nasıl
davranıyorlarsa o şekilde davranmaya başlamıştır ve biri hariç
hepsi hemen taburcu olmak istediklerini belirtmişler. Seçilen
işitsel-halüsinasyonlarda varoluşsal krizi düşündürmesi için “thud,
empty, hollow.” (pat, boş, içi boş) kelimelerini kullandılar.
Deneydeki hastanede kalış süreci Hastaneye yatışlarının kolay
olduğunu ifade eden katılımcıların hastaneden çıkmaları o kadar
kolay olmamış. Hemen çıkmalarına yönelik davranışlarına rağmen
hastanede kalış süreleri 7 ila 52 gün arasında değişmiş (ortalama
19 gün). Deneyden sonra elde edilen kayıtlarda sözde hastalar
personel tarafından dostane ve işbirlikçi olarak nitelendiriliyor.
Hastane kalış süresi boyunca önce gizlilikle not almaya başlayan
sözde hastalar, sonrasında kimsenin sorun etmediğini farkedince
açık açık personel ve hastaların davranışlarını not etmeye
başlamışlar. Hastane kayıtlarında hemşirelerden birinin bunu 'yazma
davranışı' olarak nitelendirdiğini ve patolojik olarak
değerlendirildiğini görüyoruz. Yazıda sözde hastaların
davranışlarının her ne kadar olağan da olsa patolojik olarak
nitelendirilmesindeki sakıncalar tartışılıyor. Yazıda ilginç olduğu
vurgulanan konulardan biride psikiyatri servislerindeki hastaların,
'sözde hastalar'ın gerçekten hasta olmadıklarını farketmeleri. İlk
üç hastanedeki 118 hastanın 35'i sözde hastaların hasta
olmadıklarını farketmiş. Gazeteci, müfettiş, profesör (not alma
davranışına vurgu yaparak) vb. bir nedenle orada bulunduklarını
söylemişler. Hastaların 'sözde hastaların' normal olduklarını
farketmeleri ve çalışanların farketmemeleri raporlanıyor. Ayrıca
doktorlarla temas günde ortalama 6.8 dakika. Sözde hastalar hasta
olduklarını ve antipsikotik ilaçları almayı kabul ettiklerini
belirtene kadar hastanelerden çıkışlarını alamamış. Bu kişilerin
biri hariç hepsine, serbest bırakılmadan önce "remisyonda"
şizofreni teşhisi ile tabuc...
değiştiren yada tıp camiasında çok ses getiren ve ciddi
tartışmalara sebep olan çalışmaları ve deneyleri inceleyeceğiz. Her
ne kadar literatüre her yıl katlanarak artan sayıda çalışmalar
eklense de bunların çok küçük bir kısmı günlük pratiğimizi
değiştirecek kadar ses getiriyor. Yazı serisinin bu ayağında, bu
yazı serisini hazırlamama ilham veren Rosenhan Deneyinden
bahsedeceğim. Yazı serisinin devamında ise günlük pratiğimizi
değiştiren yazılara odaklanacağız. Rosenhan Deneyi David Rosenhan
Bu çalışma 1973 yılında Science dergisinde yayınlanmış bir yazı1
Stanfort Üniversitesinde psikoloji profosörü olarak görev yapan
David Rosenhan, psikiatrik tanıları ne kadar doğru olduğunu
gözlemlemek için ilginç bir deney kurgular. Bu deney Rosenhan
Deneyi yada Thud (Pat) Deneyi olarak da bilinir. Yazarın Notu: Bu
'çalışma' önemli bir dergide yayınlamış olsa da, metadolojik olarak
sorgulanabilirliği aşikar. Bu nedenle diğer kaynaklarda da yer
aldığı gibi bu çalışmayı yazımda 'deney' olarak adlandıracağım.
Rosenhan'ın 'Being sane in insane places' (Deli yerlerde aklı
başında olmak) başlıklı yazısında deneyin aşamalar
detaylandırılıyor. Science dergisindeki yazının ilk cümlesi deneyin
temel mantığını özetliyor(If sanity and insanity exist, how shall
we know them?)Akıl sağlığı ve delilik var ise, onları nasıl
tanıyacağız? Deney 1969 ve 1972 yılları arasında, Amerika'nın beş
eyaletinde 12 psikiyatri hastanesine kabul edilmek için psikiyatrik
hastalıkları taklit eden sağlıklı kişilerin yada 'sözde hastaların'
hastanelere yatışını içeriyordu. Deneye dahil olan 8 kişi arasında
3 psikolog, 1 öğrenci, 1 çocuk doktoru, 1 psikiyatrist, 1 ressam, 1
ev hanımı bulunuyordu. Bu sözde hastalar isimleri ve başvuruda
bahsettikleri işitsel halüsinasyon yakınmaları haricinde kendi
özgeçmişlerini ve davranış paternlerini normal olarak sürdürme
konusunda karar almış ve 'ses duyma' yakınması ile çeşitli
psikiyatri kliniklerine başvurup hastaneye yatışları yapıldıktan
hemen sonra hastalığı simüle etmeyi bırakıp normalde nasıl
davranıyorlarsa o şekilde davranmaya başlamıştır ve biri hariç
hepsi hemen taburcu olmak istediklerini belirtmişler. Seçilen
işitsel-halüsinasyonlarda varoluşsal krizi düşündürmesi için “thud,
empty, hollow.” (pat, boş, içi boş) kelimelerini kullandılar.
Deneydeki hastanede kalış süreci Hastaneye yatışlarının kolay
olduğunu ifade eden katılımcıların hastaneden çıkmaları o kadar
kolay olmamış. Hemen çıkmalarına yönelik davranışlarına rağmen
hastanede kalış süreleri 7 ila 52 gün arasında değişmiş (ortalama
19 gün). Deneyden sonra elde edilen kayıtlarda sözde hastalar
personel tarafından dostane ve işbirlikçi olarak nitelendiriliyor.
Hastane kalış süresi boyunca önce gizlilikle not almaya başlayan
sözde hastalar, sonrasında kimsenin sorun etmediğini farkedince
açık açık personel ve hastaların davranışlarını not etmeye
başlamışlar. Hastane kayıtlarında hemşirelerden birinin bunu 'yazma
davranışı' olarak nitelendirdiğini ve patolojik olarak
değerlendirildiğini görüyoruz. Yazıda sözde hastaların
davranışlarının her ne kadar olağan da olsa patolojik olarak
nitelendirilmesindeki sakıncalar tartışılıyor. Yazıda ilginç olduğu
vurgulanan konulardan biride psikiyatri servislerindeki hastaların,
'sözde hastalar'ın gerçekten hasta olmadıklarını farketmeleri. İlk
üç hastanedeki 118 hastanın 35'i sözde hastaların hasta
olmadıklarını farketmiş. Gazeteci, müfettiş, profesör (not alma
davranışına vurgu yaparak) vb. bir nedenle orada bulunduklarını
söylemişler. Hastaların 'sözde hastaların' normal olduklarını
farketmeleri ve çalışanların farketmemeleri raporlanıyor. Ayrıca
doktorlarla temas günde ortalama 6.8 dakika. Sözde hastalar hasta
olduklarını ve antipsikotik ilaçları almayı kabul ettiklerini
belirtene kadar hastanelerden çıkışlarını alamamış. Bu kişilerin
biri hariç hepsine, serbest bırakılmadan önce "remisyonda"
şizofreni teşhisi ile tabuc...
Weitere Episoden
8 Minuten
vor 1 Jahr
10 Minuten
vor 1 Jahr
17 Minuten
vor 1 Jahr
22 Minuten
vor 1 Jahr
16 Minuten
vor 1 Jahr
In Podcasts werben
Kommentare (0)