Sürekli Glukoz İzlem Sistemleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Diyabet ile idrar bağlantısı çok eskilerden beri bilinmektedir.
“Çok fazla idrar boşaltma” ile karakterize edilen bir hastalık,
antik çağda MÖ 1500'lerdeki Mısır el yazmalarında bile yerini
bulur. Karıncaları cezbettiği için Hintli doktorlar buna madhu...
20 Minuten
Podcast
Podcaster
Beschreibung
vor 4 Jahren
Diyabet ile idrar bağlantısı çok eskilerden beri bilinmektedir.
“Çok fazla idrar boşaltma” ile karakterize edilen bir hastalık,
antik çağda MÖ 1500'lerdeki Mısır el yazmalarında bile yerini
bulur. Karıncaları cezbettiği için Hintli doktorlar buna madhumeha
(bal idrarı) adını verirler. “Kayserili Arete” olarak da bilinen
Kapadokyalı Aretaeus, MS 1. Yüzyılda; “…içeceklerin hiçbir önemli
kısmı vücut tarafından emilmezken, etin büyük bir kısmı idrarla
sıvılaştırılır.” diye gözlemlerini aktarır ve “diyabet” (Yunanca,
"sifon") kelimesini literatüre kazandırır. “Mellitus” (Latince,
"bal gibi tatlı") teriminin eklenmesi için aradan yüzlerce yıl
geçmesi gerekir. Hastalığı, idrarın tatsız olduğu diğer diyabet
hastalığından (insipidus) ayırt etmek için 1798'de İngiliz Genel
Cerrahı John Rollo “Diyabetes Mellitus” terimini oluşturur. Ortada
test imkanı olmayınca, iş doktorlara düşer. Mesela Londralı bir
doktor olan Willis, yüzlerce yıldır uygulanan bir yöntemin iyice
duyulmasına yol açar; hastalarının “idrarının tadına bakma”sıyla
meşhur olur. İdrar şekerli ise hasta Diyabetli tanısı alır, dosya
kapanır. Neyse ki ilerleyen yıllarda teknoloji aşama aşama gelişir,
doktorlar glukometre, diller test strip’i olmaktan kurtulur.
Sürekli Kan Şekeri Takibi Nasıl Mümkün Oldu? İdrarda glukoz
miktarını belirleme girişimleri, insülinin keşfinden daha öncesine,
1800'lerin ortalarına kadar uzanır. 1883’de George Oliver yatak
başı idrarda glukoz ölçümünü tanımlar. Stanley Benedict, bu yöntemi
1908'de modifiye eder ve bakır reaktifi ile idrar glukozu ölçümü
yapılır. Bu yöntem 50 yılı aşkın süre bazı modifikasyonlara
uğrayarak kullanılmaya devam eder. Yöntemin en büyük zorluğu ısıtma
işlemi gerektirmesidir. Ancak 1945'te modifiye bakır reaktif
tabletleri içeren Clinitest (Ames, Elkhart, ABD)’in piyasaya
çıkması ile işler biraz kolaylaşır. Bu testte glukoz oksitlenir ve
“glukozüri miktarının, ısıtılan çözeltinin rengiyle orantılı
olduğu” prensibiyle sonuç elde edilir. Aynı yıllarda benzer
yöntemle idrarda keton da bakılmaya başlanır. İdrarda Glokuz ölçüm
sistemi Clinitest (1950'ler) 1950’lerin ortalarında, glukoz oksidaz
içeren “kuru strip”ler geliştirilir. 1957’de Miles-Ames
laboratuvarı, idrar glukozu için daldır ve ölç (dipstick) denilen
Clinistix adındaki stripleri geliştirir. Ancak bu yöntemin birçok
kısıtlılığı vardır. Bir kere örneğin alım şeklinden ve örnek
miktarından fazlasıyla etkilenir. Sonra glukozun saptanabilmesi
için “bir hayli” yüksek olması gerekir. 1965 yılında Ames firması
ilk kan şekeri test stripini geliştirir: Dextrostix adı verilen bu
strip, üzerine bir damla kan damlatılması 60 saniye sonra yıkanması
ile çalışır; ortaya çıkan renk şişe üzerindeki bir tabloyla
karşılaştırılarak sonuç elde edilir. Haliyle bu strip, ev kullanımı
için değil, doktor muayenehaneleri için üretilmiştir ve “Göz var
izan var” prensibine dayandığı için sonuçları birazcık
“göreceli”dir. İlk glukometre 1970'lerde Dextrostix ile kullanılır,
ancak sonuçlar hala istenildiği düzeyde tutarlı değildir.
1970'lerin ortalarında, hastaların evde kan şekeri takiplerini
yapabilmeleri fikri iyiden iyiye düşünülmeye başlar. Hem teknoloji
elverişlidir, hem de hastalığın matematiği enikonu ortaya çıkar.
1977’de Glikozile Hemoglobin (HbA1c) ölçümü ile ilgili çalışmalar
başlar. Uzun süreli kan şekeri kontrolünün iyi olmasının, diyabete
bağlı komplikasyonların önlenmesinde çok önemli olduğu barizdir;
ancak sıkı glisemik kontrol, beraberinde ölümcül bir risk de
taşımaktadır: Hipoglisemi. Çare sık kan şekeri takibi ve buna izin
verecek cihazlardır şüphesiz. Ames firmasının parmak ucu kan şekeri
ölçüm cihazı (1990'lar) 1980'de Dextrometer piyasaya sürülür; bu
glukometrede de Dextrostix kullanılmakta, ama artık sonuçlar
dijital ekranda görünmektedir. 1980'lerde sektör çığ gibi büyür;
giderek daha başarılı, daha ucuz, kullanımı daha kolay glukometre
ve stripler kullanılmaya başlar. İmkanların genişlemesiyle bakım
kalitesi de artar; hastaların kan şekeri ta...
“Çok fazla idrar boşaltma” ile karakterize edilen bir hastalık,
antik çağda MÖ 1500'lerdeki Mısır el yazmalarında bile yerini
bulur. Karıncaları cezbettiği için Hintli doktorlar buna madhumeha
(bal idrarı) adını verirler. “Kayserili Arete” olarak da bilinen
Kapadokyalı Aretaeus, MS 1. Yüzyılda; “…içeceklerin hiçbir önemli
kısmı vücut tarafından emilmezken, etin büyük bir kısmı idrarla
sıvılaştırılır.” diye gözlemlerini aktarır ve “diyabet” (Yunanca,
"sifon") kelimesini literatüre kazandırır. “Mellitus” (Latince,
"bal gibi tatlı") teriminin eklenmesi için aradan yüzlerce yıl
geçmesi gerekir. Hastalığı, idrarın tatsız olduğu diğer diyabet
hastalığından (insipidus) ayırt etmek için 1798'de İngiliz Genel
Cerrahı John Rollo “Diyabetes Mellitus” terimini oluşturur. Ortada
test imkanı olmayınca, iş doktorlara düşer. Mesela Londralı bir
doktor olan Willis, yüzlerce yıldır uygulanan bir yöntemin iyice
duyulmasına yol açar; hastalarının “idrarının tadına bakma”sıyla
meşhur olur. İdrar şekerli ise hasta Diyabetli tanısı alır, dosya
kapanır. Neyse ki ilerleyen yıllarda teknoloji aşama aşama gelişir,
doktorlar glukometre, diller test strip’i olmaktan kurtulur.
Sürekli Kan Şekeri Takibi Nasıl Mümkün Oldu? İdrarda glukoz
miktarını belirleme girişimleri, insülinin keşfinden daha öncesine,
1800'lerin ortalarına kadar uzanır. 1883’de George Oliver yatak
başı idrarda glukoz ölçümünü tanımlar. Stanley Benedict, bu yöntemi
1908'de modifiye eder ve bakır reaktifi ile idrar glukozu ölçümü
yapılır. Bu yöntem 50 yılı aşkın süre bazı modifikasyonlara
uğrayarak kullanılmaya devam eder. Yöntemin en büyük zorluğu ısıtma
işlemi gerektirmesidir. Ancak 1945'te modifiye bakır reaktif
tabletleri içeren Clinitest (Ames, Elkhart, ABD)’in piyasaya
çıkması ile işler biraz kolaylaşır. Bu testte glukoz oksitlenir ve
“glukozüri miktarının, ısıtılan çözeltinin rengiyle orantılı
olduğu” prensibiyle sonuç elde edilir. Aynı yıllarda benzer
yöntemle idrarda keton da bakılmaya başlanır. İdrarda Glokuz ölçüm
sistemi Clinitest (1950'ler) 1950’lerin ortalarında, glukoz oksidaz
içeren “kuru strip”ler geliştirilir. 1957’de Miles-Ames
laboratuvarı, idrar glukozu için daldır ve ölç (dipstick) denilen
Clinistix adındaki stripleri geliştirir. Ancak bu yöntemin birçok
kısıtlılığı vardır. Bir kere örneğin alım şeklinden ve örnek
miktarından fazlasıyla etkilenir. Sonra glukozun saptanabilmesi
için “bir hayli” yüksek olması gerekir. 1965 yılında Ames firması
ilk kan şekeri test stripini geliştirir: Dextrostix adı verilen bu
strip, üzerine bir damla kan damlatılması 60 saniye sonra yıkanması
ile çalışır; ortaya çıkan renk şişe üzerindeki bir tabloyla
karşılaştırılarak sonuç elde edilir. Haliyle bu strip, ev kullanımı
için değil, doktor muayenehaneleri için üretilmiştir ve “Göz var
izan var” prensibine dayandığı için sonuçları birazcık
“göreceli”dir. İlk glukometre 1970'lerde Dextrostix ile kullanılır,
ancak sonuçlar hala istenildiği düzeyde tutarlı değildir.
1970'lerin ortalarında, hastaların evde kan şekeri takiplerini
yapabilmeleri fikri iyiden iyiye düşünülmeye başlar. Hem teknoloji
elverişlidir, hem de hastalığın matematiği enikonu ortaya çıkar.
1977’de Glikozile Hemoglobin (HbA1c) ölçümü ile ilgili çalışmalar
başlar. Uzun süreli kan şekeri kontrolünün iyi olmasının, diyabete
bağlı komplikasyonların önlenmesinde çok önemli olduğu barizdir;
ancak sıkı glisemik kontrol, beraberinde ölümcül bir risk de
taşımaktadır: Hipoglisemi. Çare sık kan şekeri takibi ve buna izin
verecek cihazlardır şüphesiz. Ames firmasının parmak ucu kan şekeri
ölçüm cihazı (1990'lar) 1980'de Dextrometer piyasaya sürülür; bu
glukometrede de Dextrostix kullanılmakta, ama artık sonuçlar
dijital ekranda görünmektedir. 1980'lerde sektör çığ gibi büyür;
giderek daha başarılı, daha ucuz, kullanımı daha kolay glukometre
ve stripler kullanılmaya başlar. İmkanların genişlemesiyle bakım
kalitesi de artar; hastaların kan şekeri ta...
Weitere Episoden
8 Minuten
vor 1 Jahr
10 Minuten
vor 1 Jahr
17 Minuten
vor 1 Jahr
22 Minuten
vor 1 Jahr
16 Minuten
vor 1 Jahr
In Podcasts werben
Kommentare (0)