Acil Tıpta Girişimsel Radyolojinin Yeri-1: Travma

Acil Tıpta Girişimsel Radyolojinin Yeri-1: Travma

Girişimsel radyoloji kısa geçmişine rağmen hızla ilerleyen ve oldukça etkili tedavilere olanak sağlayan bilim dallarından birisi. Üstelik özellikli bazı tanılarda, daha az komplikasyon ve daha yüksek tedavi başarısı ile cerrahi tedaviye iyi bir alterna...
Podcast
Podcaster

Beschreibung

vor 3 Jahren
Girişimsel radyoloji kısa geçmişine rağmen hızla ilerleyen ve
oldukça etkili tedavilere olanak sağlayan bilim dallarından birisi.
Üstelik özellikli bazı tanılarda, daha az komplikasyon ve daha
yüksek tedavi başarısı ile cerrahi tedaviye iyi bir alternatif
teknik. Türkiye’de çoğu hastanede halen girişimsel radyolojiye
erişim imkanı bulamasak da, giderek değişen şartlar nedeniyle,
fayda görebilecek hastaların; doğru endikasyonla tanımlanabilmesi
bizim için önemli; bir o kadar da zor. Travma hastaları acil
girişimsel radyolojinin esas uygulama alanını oluştur. Bunun
dışında girişimsel radyolojinin hemoptizide embolizasyon, büyük
damar oklüzyonlarında ve pulmoner embolide kateter aracılı
tromboliz, iskemik inmede trombektomi, apse drenajı, anevrizma
tedavileri gibi birçok uygulama alanı vardır. Bu yazı serisinde
başta travma hastasında girişimsel radyolojinin rolüne
odaklanılmakla birlikte, diğer uygulama alanlarının da kılavuzlar
doğrultusunda bir özetini sunmak hedeflenmektedir. GİRİŞİMSEL
RADYOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ 1953 yılında İsveçli bir doktor olan
Sven-Ivar Seldinger, çok iyi bildiğimiz Seldinger tekniğini
tanımlayarak girişimsel radyolojinin temellerini atmıştı. 1963
yılında Charles Dotter girişimsel radyolojinin ilk fikirlerini
geliştirirken o dönemde sadece tanısal amaçla kullanılan
anjiyografinin aslında tedavi amaçlı da kullanılabileceğini öne
sürdü. Takip eden on yıllar içerisinde girişimsel radyolojinin
kullanım alanları hızla genişledi. 1970'li yıllarda ise pelvik
travmaya bağlı hemorajik şokta kullanımı ile ilgili ilk çalışmalar
yayınlandı.​1​ Ardından gastrointestinal sistem kanamalarında
selektif embolizasyon işlemi tanımlandı ve diğer hemorajiler ile
ilgili uygulama alanları da giderek genişledi. 1980'lerde karaciğer
maligniteleri için girişimsel radyoloji uygulamaları kullanılmaya
başlandı. Eş zamanlı biliyer stent, portosistemik şant gibi
işlemlerde girişimsel radyoloji rol oynar oldu. TRAVMADA GİRİŞİMSEL
RADYOLOJİ PELVİK TRAVMA Anjiyoembolizasyon, pelvik travmaya bağlı
hemorajik şokta kanamayı kontrol etmede % 74-100 başarı oranına
sahiptir​2​.  Bu yöntem, başka bir kanama kaynağı olmadan
hemodinamik olarak anstabil pelvik kırık hastalarında, arteriyel
kanamayı kontrol etmede önerilen yöntemdir. Pelvik travmada
anjiyoembolizasyon en sık internal iliak arter ve dalları, superior
gluteal arter, obturator arter ve internal pudendal artere
uygulanmaktadır. Aynı zamanda anjiyoembolizasyon zamanının
sağkalımla doğrudan ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar da
mevcuttur​3​. Hastalarda başvuru anından itibaren 3 saat içinde
uygulanan anjiyoembolizasyonun sağkalımı anlamlı ölçüde
arttırdığını gösteren yayınlar giderek artış gösteriyorsa da,
çoğunlukla bu erişilmesi zor bir hedeftir.​4,5​ WSES kılavuzlarının
pelvik travmada anjiyoembolizasyon ile ilgili önerileri şu
şekildedir:​6​ Anjiyoembolizasyon, arteriyel retroperitoneal pelvik
kanama kaynakları olan hastalarda kanama kontrolünün etkili bir
yöntemidir [1A]. Pelviste arteriyel kontrast ekstravazasyonunu
gösteren BT ve pelvik hematom varlığı, anjiyoembolizasyon
ihtiyacını gösteren en önemli belirtilerdir [1C]. Pelvik
stabilizasyondan, agresif hemostatik resüsitasyona başlanmasından
ve ekstrapelvik hemoraji kaynaklarının dışlanmasından sonra; pelvik
kırığı ve hemodinamik anstabilitesi olan veya kanamanın devamının
kanıtı olan hastalarda pelvik anjiyografi/anjiyoembolizasyon
düşünülmelidir [2A]. Pelviste arteriyel kontrast ekstravazasyonu
gösteren BT bulguları mevcudiyetinde, hastalar hemodinamik durumdan
bağımsız olarak pelvik anjiyografi/anjiyoembolizasyondan fayda
görebilir [2A]. Ekstra pelvik hemoraji kaynakları ekarte edildikten
sonra, pelvik anjiyografi yapılmış ve devam eden kanama belirtileri
olan pelvik kırıklı hastalarda tekrar pelvik
anjiyografi/anjiyoembolizasyon düşünülmelidir [2B]. Pelvik kırığı
olan yaşlı hastalarda, hemodinamik durumdan bağımsız olarak pelvik
anjiyografi/anjiyoembolizasyon düşünülmeli...

Kommentare (0)

Lade Inhalte...

Abonnenten

15
15