Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığını (KOAH): Ne kadar tanıyoruz?

Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığını (KOAH): Ne kadar tanıyoruz?

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, KOAH 2019'da 3,23 milyon ölüm ile dünya çapında üçüncü en sık ölüm nedeni haline geldi. KOAH ve komplikasyonları artık her nöbette karşımıza çıkmakta. Peki; sık karşılaştığımız bu hasta popülasyonunu ne kadar tanımakt...
11 Minuten
Podcast
Podcaster

Beschreibung

vor 3 Jahren
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, KOAH 2019'da 3,23 milyon ölüm
ile dünya çapında üçüncü en sık ölüm nedeni haline geldi. KOAH ve
komplikasyonları artık her nöbette karşımıza çıkmakta. Peki; sık
karşılaştığımız bu hasta popülasyonunu ne kadar tanımaktayız? Bu
yazımızda KOAH hakkında yedi soruda, doğru sanılan yanlışlara
odaklanacağız. 1)KOAH tanısının yeri acil servis değildir? YANLIŞ !
Çoğu otör KOAH hastaları ile ilgili "milyonlarca kişiye henüz
teşhis konmamış olabilir." görüşündedir.Türk Toraks Derneği “KOAH
çok sık görülen bir hastalık olmasına rağmen hastaların doktora
başvuruda gecikmesi, doktorların spirometreye ulaşma ve yorumlama
güçlükleri nedeniyle, KOAH’lı hastaların ancak 1/3 -1/10’u KOAH
tanısı almaktadır” diye belirtir.Bu nedenle, daha önceden tanısı
olmayan birçok hasta KOAH ve komplikasyonlarına bağlı şikayetler
ile acil serviste karşımıza çıkabilmektedir. 2)KOAH ve Astım
aynıdır? YANLIŞ! Bu iki hastalık halk arasında birbirine çok
karıştırılır. Dolayısıyla hastayı iyi sorgulamaz isek, hasta
söylemi bizi yanıltabilir. Oysa ki bu iki klinik durum birbirinden
oldukça farklıdır. Kabaca değinecek olursak: Astım, çok sayıda
uyarana bağlı olarak gelişen havayollarının artmış inflamatuar
yanıtı ile karakterize kronik inflamatuar bir bozukluktur.
Hastalarda, inflamasyon özellikle geceleri veya sabahın erken
saatlerinde tekrarlayan hırıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma ve
öksürük nöbetlerine neden olur. Astım vakalarının yaklaşık yarısı
10 yaşından önce, üçte biri ise 40 yaşına kadar tanı alır.
Patofizyolojisinde solunum yollarında anormal eozinofil, lenfosit,
makrofaj ve mast hücresi birikimi vardır. Akut astım özellikle en
sık viral akut solunum yolu enfeksiyonları, hava kirliliği, aspirin
ve diğer NSAİİ’lerin kullanımı gibi tetikleyicilerle agreve olur.
Klinikte akut bronkospazmdan kalıcı havayolu remodellingine
ilerleyen bir spektrum izler. Bu remodelling sürecinde subbazal
membran kalınlaşması, havayolu düz kas hipertrofisi ve
hiperplazisi, anjiogenez, mukus bezlerinin hiperplazisi ve
hipersekresyonu görülür ve akciğer fonksiyonlarında geri dönüşsüz
kayıp gelişir. Astım ciddiyetinin sınıflanmasında FEV1 (bir
saniyedeki zorlu ekspiratuar hacim) ve PEF(tepe ekspiratuar hızı)
değerleri kullanılır. KOAH ise; zararlı partiküller veya gazlara
ciddi derecede maruziyetten kaynaklanan havayolu ve/veya alveoler
anormalliklere bağlı gelişen inatçı solunumsal semptomlar ve hava
akımı kısıtlılığı ile karakterize, yaygın, önlenebilir ve tedavi
edilebilir bir hastalıktır. İrritanlara bağlı hava yollarının
kronik inflamasyonu patogenezin başlatıcı faktörüdür. İnflamatuar
hücre infiltrasyonu , mediatörler, oksidatif stres, proteaz
antiproteaz dengesizliği mekanizmaları ile parankim destrüksiyonu
oluşur. Kronik inflamasyonun onarım mekanizmalarında bozulma doku
hasarı, peribronşiyal ve interstisyel fibrozise yol açar. Oluşan
amfizem hava akımı kısıtlanmasına ve azalmış gaz transferine neden
olur. Sonuç FEV1de azalma, hipoksemi ve hiperkapnidir. Ayrıca
kronik irritanlara ve bronşite bağlı olarak mukus hipersekresyonu
da görülür. Hipoksik vasokonstrüksiyona bağlı ilerleyen dönemde
pulmoner hipertansiyon gelişebilir. Bu da sağ kalp yetmezliğine yol
açar. Tanıda FEV1/FVC oranının

Kommentare (0)

Lade Inhalte...

Abonnenten

15
15