Kadınlar ve Hurafeler: Tarihsel Yanılgılar
Giriş Sekiz mart her yıl dünya genelinde Kadınlar Günü, hatta
ortaya çıkış sebepleri nedeniyle Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak
kutlanmaktadır. Her sene kırmızı bir karanfil alarak ya da
kadınların öneminden bahsederek geçirdiğimiz 8 Mart'ın trajik...
10 Minuten
Podcast
Podcaster
Beschreibung
vor 1 Jahr
Giriş Sekiz mart her yıl dünya genelinde Kadınlar Günü, hatta
ortaya çıkış sebepleri nedeniyle Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak
kutlanmaktadır. Her sene kırmızı bir karanfil alarak ya da
kadınların öneminden bahsederek geçirdiğimiz 8 Mart'ın trajik
tarihine bakacak olursak, 1857 baharına gitmemiz gerekir. New
York'ta bir tekstil fabrikasında 8 Mart 1857'de, tarihte (kayıt
altına alınmış) kadınlar tarafından düzenlenen ilk örgütlü grev
gerçekleşmiştir.1 Bu grev sırasında çıkan yangın sonucunda 129
işçi hayatını kaybetmiştir. 1917'de ise Rusya'da Gregoryen takvime
göre 23 Şubat, Jülyen takvimine göre ise 8 Mart’ta, çarlık
rejimine karşı yapılan ayaklanmalar sonucu bir araya gelen
kadınlar; yine kadınlar, ön saflarda bulunmuştur.2 Kadınlar günü
olarak kabul edilen 8 Mart ise, tarih olarak; 1910'da Uluslararası
Çalışan Kadınlar Konferansı'nda oybirliğiyle kabul edilmiş ve
1970'lerde de Birleşmiş Milletler tarafından resmen kabul
edilmiştir.3 Tüm bu olayların temelinde; kadın olmanın başlı
başına farklı olduğunun düşüncesi yatmaktadır. Sadece sosyal ve iş
yaşamında değil, tıbbi olarak da tarih boyunca kadınlar
ayrıştırılmıştır. İşte bu yazımızda tarih boyunca kadınlara
atfedilen bazı hastalıklardan bahsedeceğiz. Keyifli okumalar.
Kadınlar insandır, biz insanoğlu... Neşet Ertaş Kadınlara
atfedilen hastalıklar Kadınlar, tarih boyunca sağlıkla ilgili
yanlış anlamalar ve hurafelerle sık sık
ilişkilendirilmiştir. Özellikle antik çağlarda başlayan,
kadınlarla ilişkilendirilmiş, ancak bilimsel olarak
temellendirilmemiş veya hurafe olduğu kanıtlanmış bazı hastalıklar
şunlardır; Kadın Histerisi - Histeri Hipokrat'tan1920'lere kadar
varlığına inanılan kadın histerisi; anksiyete, nefes
darlığı, bayılma, sinir, cinsel
isteksizlik, uykusuzluk, ödem, karın ağırsı, iştahsızlık,
sorun çıkarma eğilimi gibi çok çeşitli semptomlar ile
ilişkilendirilen, bu semptomları gösteren kadınlara konulan yaygın
bir tıbbi tanıydı. Tedavisinde hekimler ya da ebeler tarafından
önce kadının cinsel bölgesine masaj yapılır, bu müdahale kadın
cinsel olarak tatmin oluncaya kadar sürdürülürdü.4 Tabi ki modern
tıp sayesinde 19. yy'da yavaş yavaş bu düşünce terkedildi.
Paris'teki Pitié-Salpêtrière kliniğindeki Jean-Martin Charcot
(1825–1893), histeriyi dinamik bir ruh halı olarak gören ilk
kişiydi.5 Günümüzde; modern cihazlar ve kriterlerdeki
ilerlemelerin, daha doğru teşhis imkanları sunması ile histeri,
kadınlara özgü bir hastalık olmaktan çıkarak somatoform semptomları
olan bir konversiyon bozukluğu olarak kabul görmektedir.6 Gezgin
Rahim Antik Yunan döneminden Ortaçağ'a kadar kadınların
"rahimlerinin gezgin" olduğuna inanılan bir hastalıktı. Rahimin
(uterusun) vücut içinde özgürce hareket edebileceğine inanılıyor ve
bu durumun sonucunda rahmin farklı organlara ve bölgelere
yerleşerek çeşitli semptomlara yol açtığı düşünülüyordu. Bu
semptomlar arasında endişe, depresyon gibi psikolojik ve anormal
adet kanamaları, karın ağrıları gibi fiziksel rahatsızlıklar
vardı.7 Modern tıp ile birlikte, rahmin aslında vücut içinde
başına buyruk dolaşmadığı ve doğru tanının endometriosis olduğu
ortaya çıkmış olsa da8; Antik Yunan şartları göz önüne
alındığında gezgin rahim tanımı pek de kötü durmuyor. Cadılık ve
Cadı Ateşi 1600'lerin sonunda Amerika'da yaşları 9 ve 11 olan iki
kız çocuğunun tuhaf davranışları, boyun, kol ve bacaklarının
kontrolsüz şekilde kasılması ve anlamsız sesler çıkarmaları ile
karakterize nöbetler geçirmesi sonucu kendilerine büyü yapılmış
olduğu düşünülmüş ve Meşhur Salem Mahkemeleri ortaya çıkmıştır.
Mahkemeler çoğu kadın ve kız çocuğu olmak üzere 200 kişi
yargılanmış ve 20'si ölüme mahkum edilmişti. 10 Haziran 1692'de ilk
kurban olarak Bridget Bishop asıldı.9 Çavdarmahmuzu
mantarı (Claviceps purpurea) Salem kasabasında 2 kız çocuğu ile
başlayıp başka çocuklar ile devam eden salgınla ilgili; 1976
yılında Rensselaer Politeknik Enstitüsü'nden Dr.
ortaya çıkış sebepleri nedeniyle Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak
kutlanmaktadır. Her sene kırmızı bir karanfil alarak ya da
kadınların öneminden bahsederek geçirdiğimiz 8 Mart'ın trajik
tarihine bakacak olursak, 1857 baharına gitmemiz gerekir. New
York'ta bir tekstil fabrikasında 8 Mart 1857'de, tarihte (kayıt
altına alınmış) kadınlar tarafından düzenlenen ilk örgütlü grev
gerçekleşmiştir.1 Bu grev sırasında çıkan yangın sonucunda 129
işçi hayatını kaybetmiştir. 1917'de ise Rusya'da Gregoryen takvime
göre 23 Şubat, Jülyen takvimine göre ise 8 Mart’ta, çarlık
rejimine karşı yapılan ayaklanmalar sonucu bir araya gelen
kadınlar; yine kadınlar, ön saflarda bulunmuştur.2 Kadınlar günü
olarak kabul edilen 8 Mart ise, tarih olarak; 1910'da Uluslararası
Çalışan Kadınlar Konferansı'nda oybirliğiyle kabul edilmiş ve
1970'lerde de Birleşmiş Milletler tarafından resmen kabul
edilmiştir.3 Tüm bu olayların temelinde; kadın olmanın başlı
başına farklı olduğunun düşüncesi yatmaktadır. Sadece sosyal ve iş
yaşamında değil, tıbbi olarak da tarih boyunca kadınlar
ayrıştırılmıştır. İşte bu yazımızda tarih boyunca kadınlara
atfedilen bazı hastalıklardan bahsedeceğiz. Keyifli okumalar.
Kadınlar insandır, biz insanoğlu... Neşet Ertaş Kadınlara
atfedilen hastalıklar Kadınlar, tarih boyunca sağlıkla ilgili
yanlış anlamalar ve hurafelerle sık sık
ilişkilendirilmiştir. Özellikle antik çağlarda başlayan,
kadınlarla ilişkilendirilmiş, ancak bilimsel olarak
temellendirilmemiş veya hurafe olduğu kanıtlanmış bazı hastalıklar
şunlardır; Kadın Histerisi - Histeri Hipokrat'tan1920'lere kadar
varlığına inanılan kadın histerisi; anksiyete, nefes
darlığı, bayılma, sinir, cinsel
isteksizlik, uykusuzluk, ödem, karın ağırsı, iştahsızlık,
sorun çıkarma eğilimi gibi çok çeşitli semptomlar ile
ilişkilendirilen, bu semptomları gösteren kadınlara konulan yaygın
bir tıbbi tanıydı. Tedavisinde hekimler ya da ebeler tarafından
önce kadının cinsel bölgesine masaj yapılır, bu müdahale kadın
cinsel olarak tatmin oluncaya kadar sürdürülürdü.4 Tabi ki modern
tıp sayesinde 19. yy'da yavaş yavaş bu düşünce terkedildi.
Paris'teki Pitié-Salpêtrière kliniğindeki Jean-Martin Charcot
(1825–1893), histeriyi dinamik bir ruh halı olarak gören ilk
kişiydi.5 Günümüzde; modern cihazlar ve kriterlerdeki
ilerlemelerin, daha doğru teşhis imkanları sunması ile histeri,
kadınlara özgü bir hastalık olmaktan çıkarak somatoform semptomları
olan bir konversiyon bozukluğu olarak kabul görmektedir.6 Gezgin
Rahim Antik Yunan döneminden Ortaçağ'a kadar kadınların
"rahimlerinin gezgin" olduğuna inanılan bir hastalıktı. Rahimin
(uterusun) vücut içinde özgürce hareket edebileceğine inanılıyor ve
bu durumun sonucunda rahmin farklı organlara ve bölgelere
yerleşerek çeşitli semptomlara yol açtığı düşünülüyordu. Bu
semptomlar arasında endişe, depresyon gibi psikolojik ve anormal
adet kanamaları, karın ağrıları gibi fiziksel rahatsızlıklar
vardı.7 Modern tıp ile birlikte, rahmin aslında vücut içinde
başına buyruk dolaşmadığı ve doğru tanının endometriosis olduğu
ortaya çıkmış olsa da8; Antik Yunan şartları göz önüne
alındığında gezgin rahim tanımı pek de kötü durmuyor. Cadılık ve
Cadı Ateşi 1600'lerin sonunda Amerika'da yaşları 9 ve 11 olan iki
kız çocuğunun tuhaf davranışları, boyun, kol ve bacaklarının
kontrolsüz şekilde kasılması ve anlamsız sesler çıkarmaları ile
karakterize nöbetler geçirmesi sonucu kendilerine büyü yapılmış
olduğu düşünülmüş ve Meşhur Salem Mahkemeleri ortaya çıkmıştır.
Mahkemeler çoğu kadın ve kız çocuğu olmak üzere 200 kişi
yargılanmış ve 20'si ölüme mahkum edilmişti. 10 Haziran 1692'de ilk
kurban olarak Bridget Bishop asıldı.9 Çavdarmahmuzu
mantarı (Claviceps purpurea) Salem kasabasında 2 kız çocuğu ile
başlayıp başka çocuklar ile devam eden salgınla ilgili; 1976
yılında Rensselaer Politeknik Enstitüsü'nden Dr.
Weitere Episoden
8 Minuten
vor 1 Jahr
10 Minuten
vor 1 Jahr
17 Minuten
vor 1 Jahr
22 Minuten
vor 1 Jahr
16 Minuten
vor 1 Jahr
In Podcasts werben
Kommentare (0)